KİTABU’L-KÜSUFİ’Ş-ŞEMSİ VE’L-KAMER
نوع
آخر من صلاة
الكسوف
15- Küsuf Namazının
Diğer Bir Türü
أخبرنا هلال
بن بشر قال نا
عبد العزيز بن
عبد الصمد عن
عطاء بن
السائب قال
حدثني أبي
السائب ان عبد
الله بن عمرو
حدثه قال
انكسفت الشمس على
عهد رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إلى
الصلاة وقام الذين
معه فقام
قائما فأطال
القيام ثم ركع
فأطال الركوع
ثم رفع رأسه
وسجد فأطال
السجود ثم رفع
رأسه وجلس
فأطال الجلوس
ثم سجد فأطال
السجود ثم رفع
رأسه وقام
فصنع في
الركعة
الثانية مثلما
صنع في الأولى
من القيام
والركوع
والسجود
والجلوس فجعل
ينفخ في آخر
سجوده من الركعة
الثانية
ويبكي ويقول
لم تعدني بهذا
وأنا فيهم لم
تعدني بهذا
وأنا فيهم
ونحن نستغفرك
ثم رفع رأسه
وانجلت الشمس
فقام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم خطب
الناس فحمد
الله وأثنى
عليه ثم قال
إن الشمس
والقمر آيتان
من آيات الله فإذا
رأيتم كسوف
أحدهما
فاسعوا إلى
ذكر الله
والذي نفس
محمد بيده لقد
أدنيت الجنة
منى حتى لو
بسطت يدي
لتعاطيت من
قطوفها ولقد
أدنيت النار
منى حتى جعلت
أنفخها خشية
أن تغشاكم حتى
رأيت فيها
امرأة من حمير
تعذب في هرة
ربطتها فلم
تدعها تأكل من
خشاش الأرض
فلا هي اطعمتها
ولا هي أسقتها
حتى ماتت ولقد
رأيتها تنهشها
إذا أقبلت
وإذا ولت تنهش
[-: 1880 :-] Abdullah b. Amr
anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutulmuştu.
Bunun üzerine hemen namaza kalktı. Beraberindekiler de kalkıp namaza durdular.
Namazda kıyamı uzattı. Sonra rükuya gitti ve rükusunu da uzattı. Sonra rükudan
başını kaldırdı ve secdeye vardı. Secdesini de uzattı. Secdeden başını kaldırdı
ve oturdu. Oturuşunu da uzattı. Sonra secdeye vardı ve secdesini yine uzattı.
Sonra başını kaldırdı ve ikinci rekatta yine birinci re katta yaptığı gibi
kıyamı, rükuyu, secdeyi ve iki secde arasındaki oturuşu uzattı. ikinci rekatın
secdesinde üflüyor ve ağlayarak şöyle yakarıyordu:
"Ben aralarında
iken bunu vaat etmemiştin, bizler istiğfar ettiğimiz sürece ve ben onların
arasında bulunduğum sürece bunu vaat etmemiştin.ı" Sonra başını kaldırdı
ve bu esnada güneş açıldı. Namazdan sonra kalkarak cemaate hutbe okudu, Allah'a
hamdedip O'na övgüde bulunduktan sonra buyurdu ki:
"Güneş ve Ay,
Allah'ın varlığım ve birliğini gösteren alametlerden iki alamettir. Hiç
kimsenin hayatından ya da ölümünden dolayı tutulmazlar. Bunlardan birinin
tutulduğunu görürseniz, Allah'ı anmaya, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve
sellem) Enfal suresinde geçen «Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap
edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek
değildir» ayeti ile dua ederek Allah'tan
gelmesinden korktuğu azabın kaldırılmasını istemiştir. (namaza) koşunuz. Canım elinde bulunan
Allah'a yemin olsun ki, Cennet bana o derece yaklaştırıldı ki üzüm
salkımlarzndan. koparabilecektim. Cehennem de o derece yaklaştınldı ki, sizi
çepeçevre kuşatmasından korkup ona ü(lemeye başladım. Cehennem'de Himyerli bir
kadını gördüm. O kadın bir kediyi hapsetmiş, ona yiyecek ve içecek vermediği
gibi yeryüzündeki haşerattan yemesi için onu serbest de bırakmamıştı ve böylece
kedi ölmüştü. Kedinin gelip gidip o kadının uyluklarznı tırmaladığını da görmüştüm.
Orada Da'da' oğullarından ateş içerisinde çatallı bir değnekle kovalanan bir
adam da gördüm. Ayrzca bastonu ile hacılarz soyan bir hırsızı da gördüm.
Bastonuna dayanıp: «Şu baston hırsızlık yapmıştır» diyordu. "
Mücteba: 3/137 ;
Tuhfe: 15033 .
Diğer tahric: Ebu
Davud 1184; Tirmizi 562; İbn Mace 1462; Ahmed b. Hanbel
أخبرني محمد
بن عبد الله
بن عبد العظيم
قال حدثني
إبراهيم بن
زياد سبلان
قال نا عباد
بن عباد
المهلبي عن
محمد بن عمرو
عن أبي سلمة
عن أبي هريرة
قال كسفت
الشمس على عهد
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقام
يصلى للناس
فأطال القيام
ثم ركع فأطال
الركوع ثم قام
فأطال القيام
وهو دون
القيام الأول
ثم ركع فأطال
الركوع وهو
دون الركوع
الأول ثم سجد
فأطال السجود ثم
رفع ثم سجد
فأطال السجود
وهو دون
السجود الأول
ثم قام فصلى
ركعتين وفعل
فيهما مثل ذلك
ثم سجد سجدتين
فعل فيهما مثل
ذلك حتى فرغ
من صلاته ثم
قال ان الشمس
والقمر آيتان
من آيات الله
وإنهما لا
ينكسفان لموت
أحد ولا لحياته
فإذا رأيتم
ذلك فافزعوا
إلى ذكر الله
وإلى الصلاة
[-: 1881 :-] Ebu Hureyre anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutulmuştu da
Resulullah (s.a.v.) kalkıp insanlara namaz kıldırmıştı. Namazında kıyamı
uzattı, sonra rükuya gitti, rükusunu da uzattı, tekrar kalkıp kıyamı yine
uzattı ki önceki kıyamından daha kısa idi. Sonra tekrar rükuya gitti, rükusunu
da uzattı, fakat önceki rükusundan daha kısa idi. Sonra secdeye vardı,
secdesini uzattı, sonra kalktı tekrar secdeye gitti ve secdelerini uzunca
yaptı. ikinci secde birinciden daha kısa idi. Sonra ikinci rekata kalktı, aynen
birinci rekatta yaptığı gibi yaparak iki secde yaptı. Namazını bitirince:
"Güneş ve Ay,
Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren delillerinden ikisidir. Onlar bir
kimsenin hayatı ve ölümü için tutulmazlar. Tutulduklarını gördüğünüz zaman
hemen zikir ve namaza koşun" buyurdu.
Mücteba: 3/139 ;
Tuhfe: 15033.
Diğer tahric: Ebu
Davud 1184; Tirmizi 562; İbn Mace 1462; Ahmed b. Hanbel 201 78.
نوع
آخر من صلاة
الكسوف
16- Küsuf Namazının
Başka Bir Çeşidi
أخبرني هلال
بن العلاء بن
هلال قال نا
الحسين بن
عياش قال نا
زهير قال نا
الأسود بن قيس
قال حدثني
ثعلبة بن عباد
العبدي من أهل
البصرة أنه
شهد خطبة يوما
لسمرة بن جندب
فذكر في خطبته
حديثا عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
سمرة بن جندب
بينا أنا يوما
وغلام من
الأنصار نرمى
غرضين لنا على
عهد رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حتى إذا
كانت الشمس قيد
رمحين أو
ثلاثة في عين
الناظر من
الأفق اسودت
فقال أحدنا
لصاحبه انطلق
بنا إلى
المسجد فوالله
ليحدثن شأن
هذه الشمس
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم في أمته
حدثنا قال
فدفعنا إلى المسجد
فوافينا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حين
خرج إلى الناس
قال فاستقدم
فصلى فقام
كأطول قيام
قام بنا في
صلاة قط ما
نسمع له صوتا
ثم ركع بنا
كأطول ما ركع
بنا في صلاة
قط ما نسمع له
صوتا ثم سجد
كأطول ما سجد
بنا في صلاة قط
لا نسمع له
صوتا ثم فعل
ذلك في الركعة
الثانية مثل
ذلك قال فوافق
تجلى الشمس
جلوسه في الركعة
الثانية فسلم
فحمد الله
وأثنى عليه
وشهد أن لا
إله إلا الله
وشهد انه عبده
ورسوله
[-: 1882 :-] Esved b. Kays bize şöyle
anlattı: Basra halkından olan Sa'lebe b. Abbad el-Abdi, günün birinde Semure b.
Cündüb'in verdiği bir hutbede Resulullah'tan (s.a.v.) bir hadis naklettiğine şahit
olmuştu. Semure şöyle anlatmıştı: Ben ve bir genç, Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) zamanında bir hedefe atış yapıyorduk. Güneş ufukta iki veya
üç mızrak boyu görünürken hemen kararıverdi. Birimiz diğerimize "Haydi
bizi Mescid'e götür, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) güneşin bu
haliyle ilgili olarak ümmetine bir şeyler söyler" dedi. Mescid'e gittik.
insanların yanına çıkarken Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile
karşılaştık. Öne geçip namaz kıldırdı. Kıyamı o kadar uzattı ki bize kıldırdığı
namazlarda kıyamı o derece uzatmamıştı. Namazda ne okuduğunu da duyamıyorduk.
Sonra rükuya gitti, böyle uzunca bir rüku hiçbir namazda yapmamıştı. Yine
rükuda ne söylediğini işitmiyorduk. Secdeye vardı, o güne kadar hiçbir namazda
secdeyi böyle uzatmamıştı. Secdede ne söylediğini de duymuyorduk. ikinci rekatı
da aynen böyle kıldırmıştı. ikinci rekatın oturuşunda güneş açılmıştı. Selam
verip Allah'a hamdetti ve O'na övgüde bulundu. Allah'tan başka gerçek bir ilah
olmadığına ve kendisinin de Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet etti.
Hadis burada
kısaltılarak verilmiştir.
Mücteba: 3/140 ;
Tuhfe: 4573.
Diğer tahric: Buhari,
Halku efali'l-ibad (s. 53 ve 54); Ebu Davud 1184; İbn Mace 1264; Tirmizi 562;
Ahmed b. Hanbel 201 78; İbn Hibban 2851, 2852, 2856.